Serbest dolaşan kaygı: Düşündüğünüz gibi değil!
Serbest dolaşan kaygı yanlış teşhis edilir ve yanlış anlaşılır. Tüm kaygılar bağlıdır. Hiçbir zaman serbest dolaşan değildir. Gerçek şu ki, serbest dolaşan kaygı genellikle yanlış teşhis edilir ve yanlış anlaşılır. İşte psikolojik topluluğun çeşitli üyelerinin serbest dolaşan kaygı hakkındaki açıklamaları:
Amerikan Psikoloji Derneği, serbest dolaşan kaygıyı “herhangi bir belirli durum veya nesneye yönlendirilmemiş, yayılmış, kronik bir rahatsızlık ve endişe hissi” olarak tanımlar.
Psycom.net’teki bir katkıda bulunan kişiye göre, serbest dolaşan kaygı “insanların nedeni olmayan rastgele kaygı dalgaları yaşadıklarında hissettikleri bir duygudur.” “Korkacak bir şey yoktur.”
Jung buna “ince yayılan korku” dedi.
Medical News Today ise şunu belirtiyor: “Serbest dolaşan kaygı, GAD (Yaygın Anksiyete Bozukluğu) veya başka bir anksiyete bozukluğundan kaynaklanabilir. Bu durumu olan insanlar, belirli bir olay, nesne veya durumla ilişkilendirilmeyen bir rahatsızlık veya belirsizlik hissine sahiptir.”
Freud, serbest dolaşan kaygının, id olarak adlandırılan ilkel zihin kısmında bulunan yasaklanmış cinsel ve saldırgan dürtülerden kaynaklandığını düşünüyordu. Toplumun düzenini korumak için id bastırılmalıydı. Kaygı, id dürtülerinin ortaya çıkabileceği korkusuyla oluşuyordu. Kaygının bir durum veya olayla köklü olmadığı hissedilebilir.
Ne yazık ki, birçok terapist serbest dolaşan kaygıyı bu bakış açılarından biriyle ele alır.
Bu iddiaların aksine, her zaman duyguları tetikleyen bir neden, düşünce veya kavrayış vardır. Yunan Stoacı filozof Epictetus, “insanların duygularını tetikleyen şeylerin olaylar değil, olaylar hakkındaki düşünceleri olduğunu” gözlemlemiştir.
Ve REBT (Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi) ve BDT (bilişsel davranış terapisi) terapistleri danışanlarına erken bir seansta, genellikle ilk seansta öğrettikleri gibi, tüm duygularımızın durumları düşünmemizden kaynaklandığını öğretirler, durumların kendilerinden değil.
Örneğin, işinizi kaybetmenizden dolayı depresif hissediyorsanız, sadece işinizi kaybetmenin sizi depresyona sokmadığı, bunun yerine kendinize “bu korkunç, berbat ve korkunç, işimi kaybettim, bunu kaldıramam, bu benim tam bir başarısız olduğumu kanıtlıyor” dediğinizdir. Bu nedenle, tüm duygularımız bir fikir, kavram, inançla bağlantılıdır, başka türlü değil.
Çoğu zaman, her zaman değil, serbest dolaşan kaygı olarak yanlış etiketlenen şey, endişeli hissetme kaygısı olan ikincil bir rahatsızlıktır. Kendinizi ya şu anda ya da gelecekte endişeli hissetme konusunda endişelendirebilirsiniz. Yaygın bir örnek, bir sonraki gün büyük bir kitleye sunum yapmanız gerektiğinde oluşur. Sunum sırasında endişelenebileceğinizi fark edersiniz. Bu konuyu düşündüğünüzde bugün endişeli hissetmeye başlarsınız.
İşte bununla başa çıkmak için pratik yapabileceğiniz Üç Dakikalık Egzersiz örneği:
(Etkinleştirici olay) Diyelim ki yarın büyük bir kitleye konuşma yapmam planlandığında endişeli hissediyorum.
(Akıl dışı İnanç) Konuşma sırasında kesinlikle endişeli hissetmemeliyim.
(İstenmeyen Duygusal Sonuç) Daha fazla endişe.
(Akıl dışı İnançı Sorgulama veya Tartışma) Konuşmam sırasında yarın kesinlikle endişeli hissetmemem gerektiğini kanıtlamak için hangi kanıt, mantık veya pragmatizm var?
(Etkili Yeni Düşünce) Hiçbir kanıt yok. Konuşmam sırasında endişelenmemem ve donmamamı kesinlikle tercih etsem de, kesinlikle endişelenmemem gerektiğine dair hiçbir neden yok. Halk önünde konuşma korkusu, ölüm korkusundan daha yaygın olduğundan, elbette endişeli olabilirim.
Tüm bunlar, en kötü durumda benim değerimle ilgili kanıtlanan şey, kusurlu bir insan olduğumdur; eksikliklerle düşünen, hisseden ve davranan bir insanım.
(Yeni Duygu) Endişeli ve aynaya karşı pratik yaparak, ancak endişeli değil. Düşüncelerinizi değiştirmek ve kaygınızı yenmek için bu yeni makul bakış açısını tekrar tekrar ve tekrar uygulamak esastır.
Referanslar
Edelstein, M.R., & Steele, D.R. (2019). Three Minute Therapy. San Francisco, CA: Gallatin House.
(Psychology Today)